|
|
Arkadas sana sesleniyorum! Türkiye 15 şehidine ağlıyor nerde o adliyenin önünde hrantız dinkiz diyenler evlerinde uzanıyorlardır ne de olsa onlar hrant dink ne de olsa onları pek enterese etmiyor. Hrant dink öldüğünde yayın akışını kesen televizyonlar şuan dansöz oynatıyor. Vatan nedir?Vatan kimine göre 780bin m2’dir. Kimine göre ekmektir,aştır.Hatıradır vatan dede evidir.Evlat Ama gerçek dünyayla arasındaki fark bu dünya Türk’ün Doğuştan Asker Millet: Türkler Türklerin ön plana çıkmış meziyetlerinden biri doğuştan asker olmalarıdır. Türk askeri cesur, fedakar ve itaatkardır. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin temeli düzenli bir askeri teşkilata dayanmıştır. Askerlik, Türklerde milli bir görev olmuştur. Türklerin mükemmel askeri kuruluşları ve değerli komutanları tüm dünyanın hayranlığını kazanmıştır. Arap düşünür Cahiz; "Türk’e karşı hiçbir şey duramaz. Hiçbir kimse onu, yutulacak bir lokma olarak kabul edemez" diyerek Türk Ordularının üstünlüğüne işaret etmiştir. Kanuni devrinde 7 yıl boyunca (1555-1562) Avusturya sefiri olarak İstanbul’da bulunan Ogier Ghiselin de Busbecq, Türklerin askeri yönünden şöyle söz eder: Türkler, sefer esnasında sabırlı, tahammüllü ve iktisatlı hareket ederler. Türk sistemini kendi sistemimizle mukayese edince istikbalin başımıza getireceği şeyleri düşünerek titriyorum. Bu ordu galip gelecek ve payidar olacak, biz ise mahvolacağız. Çünkü Türkler hiç sarsılmamış kuvvete sahip oldukları gibi, kendilerine has zafer itiyatları, meşakkatlere tahammül kabiliyeti, intizam, disiplin, kanaatkarlık ve uyanıklık var . Şehit ailelerimize Allah’tan sabır diliyorum. Şehit evlatlarımız vatan uğruna canlarını feda ettiler. Hey vatanımı bölmeye çalışanlar verdiğimiz şehit kadar dahada can veririz . Ama size bi avuç dahi toprağımızı vermeyiz… Vatan için canımız feda… |
Ateş bir gün suyu görmüş yüce dağların ardında sevdalanmış onun deli dalgalarına.
Hırçın hırçın kayalara vuruşuna, yüreğindeki duruluğa demiş ki suya Gel sevdalım ol,hayatıma anlam veren mucizem ol… Su dayanamamış ateşin gözlerindeki sıcaklığa al demiş; Yüreğim sana armağan… Sarılmış ateşle su birbirlerine sıkıca, kopmamacasına… Zamanla su, buhar olmaya,ateş, kül olmaya başlamış.Ya kendisi yok olacakmış, ya aşkı… Baştan alınlarına yazılmış olan kaderi de yüreğindeki kederi de alıp gitmiş uzak diyarlara su… Ateş kızmış, ateş yakmış ormanları… Aramış suyu diyarlar boyu, günler boyu, geceler boyu Bir gün gelmiş, suya varmış yolu Bakmış o duru gözlerine suyun, biraz kırgın, biraz hırçın. Ve o an anlamış;aşkın bazen gitmek olduğunu. Ama gitmenin yitirmek olmadığını…. Ateş durmuş, susmuş, sönmüş aşkıyla. İşte o zamandan beridir ki Ateş sudan, su ateşten kaçar olmuş..Ateşin yüreğini sadece su, Suyun yüreğini sadece ateş alır olmuş… ……kırık bir aşk………….hikayesi bu…
..umutsuzluklarla……….ve hüzünle dolu… güneşinden yoksun; umut, bulutlar ardında gökyüzü kapkaranlık ve biz burada ışıksızız yollar aşılamaz türden, ufuklar bizden uzak
.bugünler mutsuz ve yarınlar çok umutsuz
…amaçlar belirsiz ve araçlar çok yetersiz
…..görüşebilmek zor, görüşmemek zor. ………sevebilmek ve de sevilebilmek,
…………….ne kadar mümkün sence? ……………ne kadar olası bu düş? ………………birleşebilir miyiz? …………………..sen-ve-ben …………………….bir gün! ………………………? ? |
Özlüyorum seni. Gücüm yetmiyor unutmaya Gücüm yetmiyor unutmaya Bu özlem bu bekleyis hiç bitmiyecek Beyaz,bembeyaz mendilimi sallayarak |